14 Mart 2014 Cuma

30 Mart 2014 Yerel Seçim Tahminleri & Türkiye’nin Karanlık Günleri

Özgürlükler sessizlikle gelmez..”



7 Aralık 2013 tarihinde yazdığım “Mars Terazi’de Yargı ve Adalet Zarar Görüyor, İktidar yara alıyor, Bir Lider Gidiyor” isimli yazımda, Türkiye’ye dair önemli süreçleri değerlendirmiş ve öngörülerimde büyük bir başarı yakalamıştım. 17 Aralık operasyonu ve devamında Akp’nin aldığı derin yara, Chp’nin kendi içindeki yeni oluşumlar, Ali İsmail Korkmaz davasındaki belirsizlik ve skandallar ve 2014 ile ilgili süreci değerlendirdiğim yazım sizlerden büyük ilgi gördü. Tekrar okumak isteyenler için link: http://incididem.blogspot.com.tr/2013/12/mars-terazide-yarg-ve-adalet-zarar.html

Bugün bu yazıda ise seçimleri ve yaklaşan zamanın astrolojik olarak etkilerini paylaşacağım.

Değerli okuyucularım öncelikle ülkemizin içinden geçtiği süreç, Satürn’ün Akrep burcundaki tüm karanlık güçlere darbe vurmasının, temizlemesinin verdiği olağan sıkıntıların oraya çıktığı, tam bir dönüşüm dönemidir. Satürn'ün Akrep burcundan geçişi  2015'e kadar devam edecektir. Bu süreçte 2012 Ekim ayından bu yana ekilmeye devam eden zehirli tohumlar büyüyüp, filizlenirken, onların meyvesini ilk yiyecek olanlar da yine halkın psikolojisini gizliden gizliye, sanki vatanını çok seviyormuş gibi bir maskeyle altüst edip, insanları yıllardır suistimal eden, ağır vergiler ödeterek, işsizliğe, yoksulluk sınırına yaklaştırarak, halkın değerleriyle oynayıp, geçmişini unutturmak isteyen, ilkokul çocuklarına bile kimi daha çok seviyorsun sorularını sorduran, andımızı kaldıran, ülkenin en kritik noktalarını karış karış satan, yabancıların eline tepsi ile sunan, milletinden aldığı paraları evinde eritecek yer bulamayan, sürekli yalanlar söyleyerek, Haziran 2013’ten bu yana 8 gencimizi katleden, üzerine psikolojik baskı yaratarak, onları terörist ilan edip, ailelerinden bir başsağlığı bile dileyemeyen, kendi ülkesindeki olaylara sağır ve kör olmuş, ancak Mısır’daki olaylar için televizyonlara çıkıp gözyaşı döken, valisi buraya gelen herkesi s… atarım diye bir uslup kullanabilen, kendi çocuklarını paraya boğup da, bakkaldan ekmek almaya giden çocuğu gaza boğan, kafasına gaz fişeği isabet ettiren, halkın demokratik hakları çerçevesinde yapacağı gösterilere engel olan, tomalarla 5 metre yakından tazikli ve ilaçlı soğuk su sıkan, halkına plastik mermi kullanan, onlarca kişinin gözünü kör eden, üstelik tüm bunlara da, paralel yapıların oyunları diyen, bizi güçten düşürmek için sizi alet ediyorlar diyerek, son noktada hepimizi terörist ilan eden, zamanında bu devletin genelkurmay başkanını içeri alıp, üzerine onu da terörist bir yapı kuruyor diye fişlemeye çalışan, eğitim sistemini seneler içinde “kendi çıkarlarına göre” yasalarla yönlendiren, hukuk sistemini çökerten, sürekli baskı uygulayan faşist ve diktatör sistem ve kişilerdir.

Akrep burcu astrolojide katillerle ilişkilendirilmektedir ve Satürn’ün Akrep burcundaki bu seyri, Katil’in kim olduğunu somut olarak ortaya koyma vaadinde bulunmaktadır ki şu ana kadar gözlemlediğim kadarıyla sonuç yeterince ortada ve açıktır.

Öncelikle önümüzde 16 Mart 2014’te Başak burcunda bir Dolunay gerçekleşecektir. Bu Dolunay’ın ülkemize etkileri:

Dolunay anının haritasında 11 drc Terazi yükselmektedir ve bu görünüm Türkiye haritasının 4.evine düşmektedir. Dolunay an haritasında Ay 12.evde yer almaktadır. Öncelikle Dolunay anına eşlik eden sabit yıldızı incelediğimde bunun ülkemiz açısından orta ölçekli depremleri tetikleyebileceğini belirtmeliyim. Devamında Türkiye haritası ile Dolunay haritası eşleştirdiğimde, muhalefet partisini ilgilendiren konuların önplana çıkacağını gözlemledim. Muhalefet partisi 19 Mart’a kadar kendi içinde güçlü destekler alıyor olacak. Partilerine dolunay haftası boyunca yeni ve güçlü bir isim katılabilir, zira dolunay anında Satürn’den destek alıyor olacaklar.

31 Mart tarihinde ise gökyüzünde Uranüs-Pluton karesi exact hale gelerek, tüm dengeleri değiştiriyor olacak. Bunun etkilerine göz atacak olursak,

-iktidar partisinin sonunu gösteren yerde yerleşen transit Jüpiter, Türkiye haritasında iktidarı temsil etmektedir ve yine iktidarı temsil eden bölgeye düşen Transit Uranüs’ten kare, Pluton’dan karşıt açı almaya başlamıştır. Böylece gökyüzünde birincil olarak Uranüs-Pluton karesi exact, yaklaşan Uranüs-Pluton-Jüpiter T-karesi sınır dahilindedir.

-İktidar partisi kendi içinde önemli birini, lider olarak tanımlayabilecekleri birini kaybedebilir ve parti seçim zamanında büyük zarar görecektir.  (Uranüs-Pluton exact / 10-7)

-30 Mart 2014’te Türkiye saati ile 20.44’te gerçekleşen Koç burcundaki Yeniay, Uranüs-Pluton-Jüpiter T-Karesine dahil olmakta ve Algenib sabit yıldızı ile birleşerek, tatsız sonuçlar yaratabilecek etkiler yaratmaktadır. Öncelikle bu yıldız mundan astrolojide doğrudan “hırsızlık” ile ilgilidir. Buradan sonuçla, Yeniay haftasında (26 mart-3 Nisan) hırsızlık konusunun daha belirginleşeceği, yapılan hırsızlıkların ön plana çıkacağı ve belki de seçime “oy hırsızlığı” karılaşabileceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak bu yine de hırsızlık vurgusu ile bir kazanan olmayacağını, yapılan olası bir hırsızlık veya skandal önplana çıkacağı için, bunu yapana doğrudan “kayıp” olarak geri döneceğine işaret etmektedir.
-Yeni ay haftasına önemli ve şiddetli bir kaza/yaralanma haberi damga vurabilir. Bu sonucu ölüm olabilecek büyük olay, iktidar partisinden birinin yaşamını tehlikeye sokabilir veya Türkiye için önemli bir isim olabilir.

-Yeniayın etkisi ile çeşitli illerde alışılagelmişin dışında, sıradan düzeni bozan yeni liderler ortaya çıkacaktır. (Yeniay kavuşum Uranüs) Bu da demek oluyor ki örneğin Akp’nin 5 yıldır sürekli kazandığı bir yeri artık başka biri kazanacaktır.

-Seçimin hemen önce veya sonrası olası eylemlerde, haklarını arayanlar çok sert müdahalelerle karşılaşacaklardır ve bunun sonucu daha ağır kayıplar verilmemesi için herkesin dikkatli ve sakin olmaya çalışması önemlidir (Satürn 90 Venüs)

-Seçim öncesinde ve hemen sonrasında tutuklu ordu mensuplarından biri veya birkaçının serbest bırakılma olasılığı yüksektir. (6. Ev’in 5.evinde yeni ay kavuşum Uranüs)
-Koç burcundaki yeniay, dünya genelinde gemi ve okyanuslarla ilgili olayları da gündeme getirecektir.

Öne çıkan Adaylar:
Astrolojik olarak doğum saatlerini bilmememe rağmen, güneş doğuş haritası çıkartarak, seçim tahminlerinde bulunuyorum:

Ankara

i.Melih Gökçek: Melih Gökçek seçim esnasında Satürn 180 Ay yaşayıp, gökyüzündeki Satürn-Venüs karesi, Ay’ı ile birleşip T-kare oluşturduğu için, seçimlerde çok zorlanacak ve rahat edemeyecek. Bu kesinlikle onun çok kolay kazanabildiği bir seçim olmayacak. (doğum saati olmadığı için net konuşamamaktayım)

Mevlüt Karakaya: Seçim esnasında transit Satürn, Güneş’ine 90 yapmaktadır. Bu onun kazanma olasılığını oldukça düşüren önemli bir görünümdür.

Mansur Yavaş: Transit Pluton, Merkür’üne kavuşum yapmakta, Koç burcunda yerleşmiş Ay’ı ise 8 drc orbla Yeniay ile kavuşumdadır. Aksi bir gösterge olmadığı için Ankara için en güçlü aday Mansur Yavaş olmakla birlikte, Melih Gökçekle oyları büyük oranda paylaşabileceklerini düşünmekteyim.

İzmir

Aziz Kocaoğlu: Gerçekleşen Yeniay ve Uranüs,  Kocaoğlunun Neptün ve Merkür’üne karşıt açı yapıyor. Transit Jüpiter, yine Neptün ve Merkür’e karşıt açı yaparak, transit Jüpiter ve Uranüs’ün Aziz Kocaoğlu’nun haritasındaki Neptün-Merkür kavuşumu ile T-kare oluşturduğunu gözlemliyorum. Açıkçası Aziz Kocaoğlu açısından zorlayıcı bir seçim süreci kendisini bekliyor. Kazanması için fazladan iyicil bir etki almadığı gibi, seçim sürecinde zor bir dönemden geçtiği görünmekte.

Binali Yıldırım:  Ay düğümleri Plutonuna uyumlu açı kuruyor. Doğum saatleri olmadığı için, bunun hangi evlerden olduğunu göremiyorum ancak bu ona güç verebilir ve seçim zamanı normalden daha yüksek oy alabilir.

Murat Taşer: Doğum günü bilgileri yoktur.

İstanbul

Kadir Topbaş: Uranüs ve Yeniay, Topbaş’ın Neptün’üne karşıt, Satürn’üne kare açı oluşturmaktadır. Ayrıca Neptün 120 Ay yaşamaktadır ve Akrep burcunda yerleşmiş Ay’ı dağılma yaşayacaktır (hangi alanda olduğunu doğum saati olmadığından göremiyorum) Her koşulda bu görünümler,  hayal kırıklığı yaşayacağını ve gücü istediği oranda elinde tutamayıp, bu seçimlerden beklediği büyük başarıyı alamayacağını göstermektedir. Örneğin daha önce 10 birim başarılı ise, bu seçimlerde 3 birim başarılı olacaktır.

Mustafa Sarıgül: Seçim günü, Satürn Güneş kavuşumu ve Yeniay ile Uranüs’ün, natal Ay’ına kavuşumunu yaşamaktadır. Satürn natal Mars ile 120 drc açı kurmaktadır. Bu Sarıgül’ün her şekilde seçimlerde öne çıktığını, büyük bir çıkış ivmesi yakalayacağına işaret etmektedir ve en güçlü aday olarak görünmektedir. Yaşamında kariyer konusunda somut anlamda yeni bir dönem açılabilir. (Satürn 0 Güneş)

Rasim Acar: Doğum bilgileri yok.

Levent Kırca: Uranüs ve Yeniay, natal haritasında Neptün ve Güneş’i ile 180 drc açı kuracaktır. Bu Kırca’nın kariyeri ve başarısı açısından yükseltici, pozitif bir etki değildir, kazanma şansını düşürür.

Yukarıdaki öngörüler, kişilerin doğum saati olmadığı için, ortalama tahmin gücüne sahiptir. Yerel seçimlerde oy vermek her Türk vatandaşının kendisine, ailesine, devletine ve geleceğine karşı sorumluluğu ve borcudur. Unutmayın bir oy ile tüm dengeler değişebilir. Seçim zamanınızda oyunuzu kullanın, oy verin.

Aydınlık Günler İçin..  Oyunuzu Kullanın !

Sürecin burçlarla ilgili günlük, haftalık, aylık ve yıllık yorumlarını Radikal gazetesi astroloji bölümünde kendi burcunuzun resmine tıklayarak okuyabilirsiniz: http://www.radikal.com.tr/astroloji/

Didem ŞARMAN



30 Ocak 2014 Perşembe

1 Şubat 2014 "Didem ŞARMAN Eğitim & Danışmanlık Şirketi"




Sevgili dostlar, arkadaşlar, danışanlar, büyükler, kız ve erkek kardeşler, tek başıma yürüdüğüm bu yolda bana sürekli gönülden destek olanlar, hiç yalnız bırakmayanlar, sürekli takip edip, yazılarımı paylaşanlar, başkalarına okutanlar, beni önerenler, emeğimi ve çabalarımı takdir edip, işimi aşkla yaptığımı canı gönülden görebilenler..... İyi ki varsınız.

Sizinle önemli birtakım değişiklikleri ve gelişmeleri paylaşmak istiyorum. 2010 yılında çıktığım bu yolda, en büyük hedeflerimden birini gerçekleştirmek üzere olmamın mutluluğu ve sevincini hissediyorum. Dört senedir aldığım kişisel gelişim, psikoloji ve astroloji eğitimlerimle birlikte bugün kendim için çok önemli bir yol ayrımına gelmiş bulunmaktayım..

Daima tek başıma yürüdüğüm bu yolda, gerek bilgileri gerekse dostlukları ile yaşamıma ışık tutan, bana bilgeliğimi hatırlatan astroloji öğretmenlerime ve aileme teşekkürü bir borç bilirim.

Uzun ve zorlu bir yolculukta, ben yorulduğumda bile elimden tutup kaldıran her kimse, o kişilere teşekkür ederim..

28. yaşımın içindeyim ve şu anda astroloji alanında kendi adımı markalaştırmak, kuracağım astroloji okulunun ülkemize ve insanlara faydalı olmasını sağlamak ve sürekli kendimi geliştirmek adına yüksek çaba ve özveri içerisindeyim.

Amacım, astroloji gibi ülkemizde çok da fazla doğru tanınmayan değerli bir sanatı, sizlere daha iyi tanıtmak, öğrenmenizi kolaylaştırmak ve kendi yaşamınızdaki gelişmeleri, hayat yolunuzu anlamlandırmanıza destek olabilmektir.

Benim çalıştığım sistemde, hislere %10 oranında gerek vardır. İstatistik bilgi, veri toplama, gözlem ve deneye ise %90.. Astrolojiyi öğrenmeye başladığım ilk gün onu tanımladığım cümleleri sizinle paylaşmak isterim:

Astroloji, zamanın çizgisinde ileri ve geri hareket edebilme kabiliyetine sahip, her bir parçanın bütünün bilgisine sahip olduğu bilinci ile hareket eden, içeride ne varsa dışarıda o vardır ilkesine dayanarak, kişinin karakteri, sahip olduğu yaşam potansiyelleri ile yaşam döngüsü içerisinde karşılaşacağı olayların, konuların, insanların rengi ve kişinin yapacağı muhtemel seçimleri tasvir eden,  astronomi, psikoloji, sosyoloji gibi bilimlerden faydalanarak insanların yaşamına ışık tutan  gökbilimleri sanatıdır.
Astrolog ise, siyasi ve yüksek ticari amaçlar gütmeden, daima evrenin kendisine sunduğu bilgiler eşliğinde bilgeliğini geliştiren, gündemi takip eden, tarafsız kalmayı başaran, hisleri kadar kendi zekasına değer veren ve bunu ön planda tutan, her bir insanın yazgısına, seçimlerine ve özgür iradesine saygı duyarak, ona duymak istediklerini değil, duyması gerekenleri söyleyebilme kalitesi ve yeteneğine sahip, bu sistemi günden güne işleyen bir sanatçıdır.”

Bugün gelmiş olduğum noktada, astrolojiye daha fazla katkı sağlamak, kendi çalışmalarımı daha fazla insana ulaştırmak ve kendi değerimi en başta kendime hatırlatmak adına, Didem Şarman ismini kurumsal bir yapıya kavuşturmuş bulunuyorum.

1 Şubat 2014 itibariyle, Didem Şarman Eğitim & Danışmanlık şirketimi resmi olarak açmış ve kurmuş bulunuyorum.  Bundan sonra vergimi ödeyeceğim ve çalışmalarımı markalaşma yolunda ilerleyen kurumsal bir şirket olarak sürdüreceğim için, sevinç, heyecan ve mutluluk içerisindeyim.

1 Şubat 2014 itibariyle, Türkiye’nin saygın kuruluşlarından olan Doğan Holding bünyesinde, Radikal Gazetesi Astroloji yazarı olarak, günlük, haftalık, aylık ve yıllık yorumlar ile, gündeme dair tüm gelişmeleri paylaşmanın gururu, mutluluğu ve sevinci içerisindeyim.

1 Şubat 2014 itibariyle, Pembe Şeker Blog, Didem Şarman blog (incididem.blogspot.com) ve resmi internet sitemde(didemsarman.com) yazılarımı yayınlamaya devam etmenin gururu ve mutluluğu içerisindeyim.

Beni bu yolda yalnız bırakmayan çok değerli okuyucularıma ve beni takip eden herkese binlerce kere teşekkür ediyor ve hepinize sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Bana bu yaşamda verilen en değerli hediye, sizlerin bana verdiği sonsuz destek ve hissettiğiniz güvendir.  

Siz değerli okuyucularıma, danışanlarıma, öğrencilerime, anneme ve artık yanımda olamayan babama, aileme, Devrim Dölen ve Devrim Yılmazer’e, onların kıymetli annelerine, kedilerime, Pınar Yazır Özgür, Rauf Özgür, Mahasti, Ezgi ve tabi ki benim tek sahibim, canımdan öte can olan Allah’a ve bana yol gösteren rehberlerime sonsuz teşekkür ederim….

Eğer bir hayaliniz varsa ve bu hayali iyi kötü her günde sürdürebilecek cesaretiniz, o vakit eyleme geçin; çünkü evren sadece eyleme geçenlere sahnede olma fırsatını verir.

Sevgilerimle


Didem ŞARMAN

19 Ocak 2014 Pazar

Başak & Balık Sonsuzluğun Dünyadaki Yansıması





Bir Balık ile Bir Başak evvel zaman içinde kalbur saman içinde iken karşılaşırlar ve dünya o günden sonra iki ayrı yaratılıştaki insanın, birbirine duyduğu sonsuz çekimi ve aynı zamanda birbirlerini bir türlü anlayamayan doğalarına şahit olmaya başlar..
Biri mantık insanı, biri dalgınlıklar insanı.. Bu iki insan tesadüf olunca ne mi olur, bakın neler olur J

Hep ciddi yazı yazacak değilim öyle değil mi :))

1)
Başak: Canım sana söylediğim konuyu düşündün mü ?
Balık: Hangi konuyu aşkım ?
Başak: (ifadesiz bir yüz takınarak) Şaka yapıyorsun sanırım.. Nasıl unutursun ?
Balık: Neyi unuttum ki ?
Başak: Neyi mi unuttun ? İnanmıyorum sana, sen sanırım beni hiç düşünmüyosun!
Balık: Olur mu tüm hayallerim seninle
Başak: Tamam da peki sen düşündün mü o konuyu ?
Balık: Aşkım benim o konudan hiç haberim yok, konu tam olarak neydi ???
Başak: ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı

2)
Balık: Sen benim hayallerimin en güzel yanısın. Seni görmeyi çok özledim..
Başak: Tamam canım gel o zaman..
Balık: Nereye ?
Başak: Nereye olacak yanıma.
Balık: Haa tamam, o zaman haftaya yanındayım birtanem

1 Hafta Sonra…

Balık: Aşkım nasılsın ?
Başak: Nasıl olayım sence !!!
Balık: Niye bir şey mi oldu ki ?
Başak: Ne mi oldu ? Ne demek ne oldu ? Sen daha iyi biliyorsun ne olduğunu ?
Balık: Benim bilmem gereken bir şey mi vardı ?
Başak: Offffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffff

3)
 Balık burcu akşam arkadaşlarıyla dışarı çıkacaktır ve bizim meraklı da olayın detaylarını öğrenmek istemektedir.
Başak: Sevgilim bak beni bilgilendir, kaçta gideceksin, kaçta geleceksin, ne yapacaksın yoksa merak ederim tamam mıııı?
Balık: Tamam aşkım hiç merak etme hep haber vericem.

45 dk sonra...

Balık: Ben Alsancaktayım.
Başak: ??? Hani arayacaktın giderken ?
Balık: Aşkım o sırada acele çıktım unuttum
Başak: Neeee ? Beni mi unuttun ?
Balık: Aşkım seni unutmam mümkün mü hiç ? Sen benim kraliçemsin..
Başak: hımm peki o zaman ama arada mesaj at, konuşalım, bak merak ederim sonra..
Balık: tamam aşkım hiç merak etme zaten tüm aklım sende.. (!)

3 saat sonra… akşam 23.00

Balık: X mekana geçiyoruz, süperim, beni merak etme.
Başak: Çok düşüncelisin, çok teşekkür ederim !!!! (Allah seni kahretsin inşallah)
Balık: Bir problem mi var ?
Başak: Cehennemin dibi var !


4) 
Başak: Canım ben artık kola içmemeye karar verdim, çok sağlıksız, ayy allah korusun sonra erken yaşta hastalıklara falan tutulurum, malum bu kola bir sürü organa zarar veriyormuş..
Balık: Ha bi de içmeyi düşünüyodun yaniii !
Başak: Niye, ne demek istedin şimdi sen !
Balık: Afrikada'da milyonlarca insan aç iken, sen hala burada kola içip içmemeyi tartışıyorsun.. İnanamıyorum.. Biliyor musun oradaki insanlar ne durumda.. Bu dünya neden böyle, niye hiçbirimiz eşit yaratılmadı ki.. 
Başak: ????!!

5) Başak: Seninle ilk tanıştığım gün aslında seni beğenmemiştim, ama sonra halin tavrın, özenli düzgün hareketlerin ve konuşmaların, kendini geliştirme isteğin, -de leri ayrı yazışın, dilbilgisine önem vermen, çevreye, doğaya ve insanlara karşı hassas yapın doğrusu beni biraz etkiledi..
Balık: Ben ise seni ilk gördüğüm andan itibaren "tarifsiz" bir aşkla seviyorum..
Başak: ............

6)  Binbir tavır, surat ifadesi değişikliği ve kapristen sonra nihayet Başak insanı Balık'a bir problem olduğunu fark ettirebilmiştir.
Balık: Küstün mü sen bana?
Başak: Ne münasebet yetişkin insanlarız ben küsmem!
Balık: Neyin var peki ?
Başak: Sen beni hiç dinlemiyorsun ki..
Balık: Olur mu aşkım dinliyorum seni tabi ki, anlat bakayım aşkına kim canını sıktı senin ?
Başak: Sen !
Balık: Ne ? Ben mi  ? Neden ? Benim hiçbir şeyden haberim yok ki..
Başak: Şimdi sen geçen cuma Ahmetler'le eğlenmeye gitmiştin ya oraya 9 da gideceğini söylemiştin ama 10 da gitmiştin, sonra ben seni aramıştım açmamıştın, mesajıma cevap da vermemiştin, sonra ben sana ulaşamayınca..
Balık: Aşkım tabi ki ulaşamadın çünkü ben seni o kadar çok düşünüyorum ki, sırf sen bana arar da ulaşamazsan diye telefonumu şarja taktım üç saatte doldu..
Başak: :SS !! ?? aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa ! İmdaaaat !

Balık’ın unutkanlıkları ile Başak’ın unutmamazlıkları yan yana gelince ne mi olur ? Belki ilk görüşte aşk, belki senelerce sürecek kopmayan bir ruhsal bağ..  Gerekten de en iyi dostluklar ve ilişkiler bu ikiliden çıkabilir, çünkü zıtlıkların dünyası birbirini tamamlar ve kişi kendinde eksik olan şeyleri karşısındakinde görmeye, onun aracılığıyla tamamlanmaya başlar.. ve tabi ki gerçek şu ki, birbirilerini anlamaları çok uzun zaman alabilir.. J




ALKOL BAĞIMLISI DEĞİL/ SEVGİ YOKSUNLUĞU ÇÖKÜNTÜSÜ

Alkolik, bağımlı ve sorunlu diyorsun ama..

Doğrusu ben bir insanın alkolik olmasına veya sigara ya da madde bağımlısı olmasına takılmam.. Bunların altında yatan nedeni araştırmaya başlar zihnim.. Yüreğim birden onunla bağlantı kurar ve onu bu hale getiren sebep neler olabilir diye "görmeye" başlarım..

Dikkatli bakan insanlar için zor bir ülkede yaşıyoruz. Maddi manevi birçok şeyi feda edip, yeniden yapılandırmaya çalıştığımız bir dönemdeyiz..
İlişkiler eski zamanlardaki gibi samimi değil sanki, hep bir eksiklik var gibi.. 
Bastığımız topraklar, yuva dediğimiz ülkede her gün yeni bir tedirginliğe uyanıyoruz..
Zamanla sanki bir şeyleri yitiriyor muyuz.. "duygularımızı.."
Maddi dünyanın öne çıktığı bu yıllarda, ruhumuzla iletişim kurmaya daha çok ihtiyacımız var.

Bir insanın duyarlı ve hassas bir yaratılışa sahip olması, zaman zaman ince ince keskin bir bıçakla oyar ruhunu.. Bunu ben de yaşadım. Varoluş sorunları, sorgulamaları geçirdim.. ama buraya adapte olmaktan başka çarem olmadığı için, sonunda mümkün olduğunca uyum sağlamaya çalıştım..

Birbirimizi daha çok sevmeye ihtiyacımız var.. 
Çocuklarımıza özgüveni yüksek olsun diye her şeyi serbest bırakmamaya, ağzına geldiği gibi konuşmanın etkili olmayacağını öğretmeye, daha fazla spor ve zeka oyunlarına yönlendirmeye ihtiyacımız var..

Unutulmaya yüz tutan değerlerimizi hatırlayama ihtiyacımız var..
Tarihimizi okuyup araştırmaya, diğer ülkelerde neler oluyor, bu ülkede uygulanan yaptırımlar diğer ülkelerde olsa neler olurdu bunları araştırmaya ihtiyacımız var..

Her şeye kafa sallamamaya, alışmamaya, zaman içinde sesimizi yükseltip, burada ben haklıyım demeye ihtiyacımız var ve tabi ki düzgün bir üslupla..

Daha çok insan tanımaya, daha çok ülke görmeye, daha çok hayvan ve doğayı sevmeye ihtiyacımız var.. 

Yüzeysellikten kurtulup, derin ilişkiler geliştirmeye ihtiyacımız var..

Kadınların vücutlarını teşhir ederek bir erkeği cinsel yönden etkilerken, aslında zekalarına güvenmeye ihtiyaçları olduğunu anlamamıza ihtiyacımız var..

Erkeklerin bir geceden bir şey olmazdan ziyade, daha farklı bakış açıları geliştirmeye ihtiyacı var..

Yalanların bitmesine, doğrulara, sevgiye, aşka ihtiyacımız var...

Bilmem... İşte öyle...

Alkolik, madde bağımlısı, sorunlu diyorsunuz, aşağılıyorsunuz da, her alkoliğin hikayesinde "bir sevgi eksikliği ve aşırı duygusal hassasiyet var.." 

Sizin de bunu anlamaya ihtiyacınız var !

Didem ŞARMAN

18 Ocak 2014 Cumartesi

NEJAT İŞLER’E DUALARIMIZI GÖNDERİYORUZ..


Sevgili Nejat İşler, Tanrı’nın Eli Senin Üzerine Olsun..

Az önce Nejat İşler’in doktorunun yaptığı açıklamayı öğrendim ve inanın çok üzüldüm. Henüz çok genç ve umarım bu derdi bir an evvel atlatır. Sizlere astrolojik olarak konuyu açıklayacağım. Aşağıda gördüğünüz haritada içeride olan Nejat İşler’in gd haritası, Dışarı gördüğünüz ise gökyüzü an haritasıdır.




Öncelikle Nejat İşler için söylenen akciğer problemi olduğu ve siroz hastalığı teşhisi.  Konuyu birkaç ay geriden alacak olursam, Nejat İşler’in natal haritasındaki Satürn’e,  3 Kasım 2013’teki Akrep Burcunda gerçekleşen Güneş tutulması karşıt açı yapmıştır. Hemen ardından Aralık 2013’te bu kez transit Satürn, natal haritadaki Satürn’e karşıt açı yapmış ve Nejat İşler aynı zamanda 40 yaş civarı deneyimlenen Neptün kare Neptün döngüsüne girmiştir. Bunların iç içe geçmesinin anlamlarına bakacak olursak, Satürn 11 ve 12. Evin doğal yöneticisi, 8.evin ise yücelim yöneticisidir. Hastaneler ve şifa bulma alanını, aynı zamanda da yaşam sonunu gösterebilecek bir ev olan 12.evin yöneticisi hem tutulma hem de transit Satürn tarafından sert görünüm almıştır. Bunu belki de uzun zamandır devam eden bir hastalığın aniden yoğun bakıma alınması sürecini, yaşamsal tehlikeler evinin yücelim yöneticisinin Satürn olması ve ani yaşamsal tehlikeleri de göstermesi açıklayacaktır. Satürn transitlerde hasar görmüştür fakat bu transitler açıkçası bu derece vahim bir tablo çizmeye yetmeyebilirdi. Tabi eğer Neptün ve Şiron transitlerini saymazsak..

Nejat İşler’in haritasında yaşam sonunu gösteren iki evin de yöneticisi olan Merkür, Şu anda transit Neptün ile kavuşum halindedir. Yani Neptün, Merkür’ün üzerinde, transit Şiron da natal Güneş’in üzerindedir.

Merkür astrolojide kuvvetli öksürüğü sembolize ederken, natal Merkür’ün natal Jüpiter’den aldığı kare açı tamamen akciğer rahatsızlığını göstermektedir. Bu durumda transit Neptün, Merkür’ün üzerine gelerek, hem de hemen bu ay için değil, özellikle Şubat 2013’ten itibaren akciğerler konusunda belirgin bir rahatsızlık, hastalığın teşhisindeki zorluk veya Nejat İşler’in yaptığı gibi “hastalıkla yüzleşmekten kaçış veya hastalığı kendi haline bırakma” yı günümüze dek vermiştir.Neptün'ün natal Merkür'e kavuşumu natal haritadaji Jüpiter Neptün kavuşumunun, yine natal haritadaki Merkür'e kare açısını, transitte üzerine gelerek "açmıştır" Böylece akciğer sorunu daha belirgin hale gelmiş ve yaşamsal tehlike oluşturmaya başlamıştır.

Şiron ise Güneş’in üzerindedir ve kişinin genel sağlık durumuyla ilgili tüm problemleri, acı veren tarafları artık su yüzüne çıkartmıştır.

Nejat İşler ikinci transit Neptün’ün natal Merkür’e kavuşumunu 4 Ocak 2014 itibariyle deneyimlemeye başlamıştır ve 18-22 Ocak 2014 tarihleri Merkür’ün alacağı görünümlerden dolayı oldukça kritik bir eşiktir.
   
Yıl gereği de 2014 Şubat ayına kadar kendisi hassas bir zamandan geçiyor. Eğer bugünleri Allah’ın izni ile atlatırsa, sağlığına kavuşacağına inanıyorum, ama bu zaman alacak.

Hastalığın ciddiyeti ve problemin boyutları ortadadır. Nejat İşler’e Allah’tan acil şifalar diliyorum ve hepimizin onun için dua ettiğini biliyorum.


Didem ŞARMAN